25 Ekim 2022 Salı

GÖÇ OLGUSU PERSPEKTİFİNDE TÜRKİYE’DE GÖÇMEN ÇOCUKLARIN YAŞAMSAL GEREKSİNİMİ OLAN EĞİTİMİ ile UYUMLANMASI SÜRECİNDE YAŞANAN SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ ve ÇÖZÜME YÖNELİK ÖNERİLER

Giriş

İnsanların, yaşamakta oldukları ülkelerindeki mevcut koşulların sağlıklı, güvenli ve refah içerisinde hayatlarını sürdürebilmelerine elverişli olamadığı savaşlar, hastalıklar, siyasal, ekonomik ve sosyal sorunların risk oluşturduğu durumlarda kendilerini; yerlerini–yurtlarını bırakıp başka ülkeye sığınmak zorunda hissetmeleriyle birlikte bunu eyleme geçirmeleri; yüzyılımızın esasen en önemli küresel sorunlarından biri olan “göç” ve “göçmen/sığınmacı/mülteci” kavramlarını ortaya çıkarmaktadır.

Kalıcı veya geçici sığınmacı/göçmenlerin, aynı kaderi birlikte paylaştıkları eş ve çocuklarıyla ailelerinin –insan hakları çerçevesinde– barınmaları, beslenmeleri, ekonomik ve sosyal yapı içerisindeki konumlarının ülkemiz koşullarına uygun biçimde yapılandırılmaları toplumsal anlamda her iki taraf açısından oldukça büyük önem arz etmektedir.

Son yıllarda dünya üzerinde ciddi bir göç hareketlenmesi söz konusudur. Uluslararası alanda yaşanan bu hareketlenme pek çok ülkede büyüyerek kendisini göstermektedir. Bossard’a göre; 1980’li yıllarda yüz milyon göçmen mevcudiyetiyle hızla artan göçün 90’lı yıllarda 150 milyona ulaşmışken 2000’li yıllara gelindiğinde 200 milyon göçmen sayısını yakaladığı görülmektedir (Bossard, 2005: 2).

Türkiye’nin; 1960’lı yıllarda dışarıya kitlesel olarak işçi göçü veren ülke kimliğinden sıyrılmasıyla yakın ülkelerden göç alan ülke durumuna gelişi 1980’li yıllar sonrasında izlenmiştir. Türkiye’nin coğrafi konumuyla birlikte jeostratejik önem kazanması evrilmenin yönünü belirleyerek bugünlere taşımıştır (İçduygu, 2010: 29).

Çalışmamızda; genel olarak göçmen sıfatıyla tanımlanan sığınmacı, zorunlu/gönüllü göçmenlerin kaderlerini bölüştükleri çocuklarının eğitimiyle bu süreçte karşılaşılan ana sorunların tespiti, uygun çözüm yöntemleriyle, geldikleri ülkeye göre ayrım yapılmadan genel çerçevede geniş bir bakış açısıyla ele alınmasına çalışılacaktır.

Göç Olgusu Perspektifinde Göçmen Çocukların Eğitimi Gereksinimine Genel Bakış 

Avrupa ve Asya kıtaları arasında bir köprü vazifesi gören Anadolu; jeostratejik ve politik önemi dolayısıyla yüzlerce yıldır göçlerin yol haritası üzerinde yer almıştır. Dolayısıyla bu göçler esnasında topraklarımızda yerleşen çeşitli kültürlerden ve ülkelerden insanların sosyal, kültürel ve geleneksel yapılarını birbirlerine kaynaştırmalarıyla yaşamlarını barış ve huzur ortamı içerisinde sürdürebilmeleri zamanla mümkün olabilmiş ve bugünkü sosyal yapıyı ortaya koymuştur. 

Ülkemiz son zamanlarda göçlerden payını fazlasıyla almış, yoğunlukla doğu - güneydoğuya komşu ülkelerden mülteci, göçmen, sığınmacı gibi sıfatlarla pek çok insan peyderpey Türkiye’ye sığınmak istemiştir. Bunlardan bir kısmı yasal izne tâbi olmadan kaçak yollardan ülke sınırlarımızdan geçmek suretiyle ciddi sorunlara neden olmuş, bunlarla ilgili yasal yaptırımlar uygulanmıştır. 

Ülkemize gelenlerden bir kısmı gönüllü göçmen olarak yasal göçmenlik talepleriyle; diğer bir grup ise ülkelerindeki yaşamsal kısıtlılıklara vesile olan sebepler dolayısıyla sığınmacı olarak giriş yapmak istemişlerdir. 11/4/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6458 sayılı “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” bu konudaki yasal düzenlemeleri kesin çizgilerle belirlemiştir.

Ülkelerindeki savaşlar, otoriter yönetimler, siyasal/dinsel baskılar, salgın hastalıklar, hayati tehlikeler, kıtlık vb. etkenler neticesinde, aileleriyle daha iyi bir yaşam sürme hayaliyle ülkemize sığınan göçmenlerin karşılaştıkları sorunların çözülmesinde; öncelikle beslenme, barınma, sağlık, iş sorunlarının aşılması gerekse dahi; göçmen çocukların eğitimiyle toplumsal uyumlanma sorunu oldukça değerli bir konudur.

Ülkemizde kalıcı olabilecek göçmen/sığınmacı ailelerin göçlerine birlikte katılan ve/veya Türkiye’de doğan çocukların sistematik biçimde eğitimlerinin yetersizliğinde pek çok olumsuz durumla karşılaşmak olasıdır. Bu çocukların suça itilmeleriyle, kendileri/aileleri ve ülkemizin toplumsal yapısına zararlı birer unsur olarak tehlike oluşturmalarının önüne geçilmesinde eğitimin değeri yadsınamaz.

 

Türkiye’de Göçmen Çocukların Eğitimi Sürecinde Yaşanan Sorunların ve Uygun Eğitim Programlarının Düzenlenmesine İlişkin Tespitler ve Çözüme Yönelik Öneriler

Yetişen yeni neslin yeni katıldıkları sosyal ve kültürel yapı içerisinde en sağlıklı biçimde yer almalarıyla toplumsal faydaya entegre olabilmeleri ancak eğitim kanalıyla olasıdır.

Göçmen çocukların ülkelerinde aldıkları eğitimin bir kenara bırakılıp gerekirse sıfırdan başlatılmak üzere pedagojik destekli sistematik bir eğitim programıyla; ülkemizin yaşam koşullarına, eğitim sistemine adaptasyonlarının sağlanması zorunludur.

Eğitim planlamasının ilk aşamasında göçmen çocukların “eğitim dilinin ne olacağı” sorusunun yanıt bulmasında yarar vardır. Kendi anadilleriyle eğitime başlanmasının ne denli uygun olabileceği tartışma konusudur. Misafir edildikleri ülkenin resmi dili üzerinden eğitimin sürdürülebilmesinde, Türkçe’nin en iyi şekilde çocuklara öğretilerek eğitim-öğretim planının işlerliğinin kazandırılması önemlidir. 

Bu konuda Dönmez Kara çalışmasında; göçmen çocukların lisan sorunlarının ortadan kaldırılabilmesi için “uyum sınıfları” açılarak eğitimin desteklenmesinin yararlı olabileceğini ifade etmektedir (Dönmez Kara, 2021: 14).

Geçici veya kalıcı olarak ülkemiz nüfusuna katılan göçmenlerle çocuklarının eğitiminde; ülkelerinden getirdikleri kültürel ve geleneksel faktörlerin gözden kaçırılmadan Türkiye koşullarında yeniden değerlendirilmesiyle uyumlanması gerekmektedir.

Karaman ve Bulut yaptıkları araştırmalarda; çocukluk ve ergenlik döneminde göç yolculuğuna çıkmış çocukların yaşadıkları travmalarla travma sonrası stres bozuklukları, kaygı düzeylerinin yüksekliği gibi psikolojik bozuklukların, eğitim programları sürecinde olumsuz neticelere yol açmasının önüne geçilmesinde her yaş için ayrı programlar izlenilmesinin yararlı olacağını belirtmektedirler (Karaman ve Bulut, 2018: 396-397).

Bu perspektifte hazırlanacak eğitim programları sürecinde;

  •   İnsan hakları genelinde ve çocuk haklarının öznelinde, göçmen ailelerin ve çocuklarının uyumlanması bağlamında kısa fakat öncü bir dizi eğitim/bilgilendirme seminerinde; Türkiye’de yaşadıkları süre zarfınca sahip oldukları yasal hakların, uyulması gereken toplumsal, yasal, sosyal kuralların kendilerine anlatılması;
  • Göçmen çocukların eğitim sistemimize katılımında ihtiyaç duyacakları en önemli iletişim aracı lisandır. Kendi ülkelerinden gelen eğitmenlerle Türk öğretmenlerin işbirliğiyle lisan eğitiminin verilmesi;
  • Göçmen çocukların ülkemizdeki diğer çocuklarla aralarındaki kültürel ve sosyal seviye farkının eşitlenebilmesi anlamında gözlemlenerek, aynı sınıflarda eşit eğitim almalarının sağlanması;
  • Engelli ve bakıma gereksinim duyan göçmen çocukların sağlık ve özel eğitim desteğinin uygun programlarla yetkili uzmanlarca temin edilmesi;
  • Yetişkin düzeye geldiklerinde ekonomik faydaya intibakları bağlamında, çocukların uygun yaşlarında uzman kişilerce mesleki yeterlilik eğitimlerinin verilmesi;

halinde; yurdumuza göçmen olarak intikal eden bireylerle ailelerinin, çocuklarının sosyal anlamda kaynaştırılmasıyla birlikte uyum içerisinde yaşamaları mümkün olabilecektir.

 

Sonuç 

Ülkelerinde yaşanan siyasal/toplumsal kaos, işsizlik, yoksulluk, savaşlar, hastalıklar ve pek çok yaşamsal tehlikelerin başgöstermesiyle hayati endişelerine eklenen bir panikle insanlar; kendilerini daha güvende hissedebilecekleri ülkelere göç etmeye zorlanmaktadırlar. Bu kararları doğrultusunda harekete geçen “zorunlu” veya gönüllü olarak başka bir ülkede yaşamak üzere başvuruda bulunan, “Göçmen (sığınmacı/mülteci)” sıfatını alan şahıslarla birlikte çoğunlukla bu göçe iştirak etmek durumunda kalan eş ve çocuklarıyla diğer aile fertleri de aynı kaderi paylaşmaktadırlar.

Göçmenlik perspektifinden bakıldığında göçmenlerin memleketlerinden daha uzak, tamamıyla yabancı oldukları yerlere gitmeleri de söz konusu olabilmekte, fakat çoğunlukla sosyal ve kültürel yapılarına yakın olması muhtemel, mesafe olarak yakın komşu ülkelere sığınmayı tercih etmeleri daha olasıdır. Sığındıkları ülkenin lisanına, kültürüne, gelenek-göreneklerine ve bu yeni yerlerde nasıl yaşama şansı yakalayabileceklerine dair az bilgiyle veya tamamen bilgisiz şekilde yola çıkan göçmenlerin, pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaları sözkonusudur.

Göçmenlerin sığınmak üzere geldikleri yerlerde karşılaştıkları aşılması uzun zaman alacak uyumlanma sürecinde destek almadan çabalamaları halinde; katıldıkları toplum içerisinde tehdit oluşturması muhtemel birtakım unsurların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Her anlamda birbirlerine yabancı iki ayrı kültürel ve sosyal yapıdan gelen bu iki toplumun sosyal kaynaşmalarının sağlanması, sorunların aşılabilmesi elbette iyi bir eğitim programının aksatılmadan uygulanmasıyla mümkündür. Göçmen ailelerin çocuklarının eğitiminin yakın ilgiyle pedagojik-psikolojik anlamda uygulanmasının önceliğinin idrakiyle sistemli bir eğitim programının faaliyete geçirilmesi, olası pek çok olumsuz neticeyi önleyebilecektir. 

Göçmen çocukların eğitimi için hazırlanacak programlarda pedagojik formasyona haiz eğitimci, öğretici, psikolog ve ilgili sağlık çalışanları gibi uzman kadroların sistemli bir koordinasyon dahilinde çalışmaları; karşılaşılması akla gelmeyecek sorunların dahi çözülmesinde önemli rol oynayacaktır. 

 

Kaynakça

Bossard, L. (2005) The Future of International Migration to OECD Countries Regional Not West Africa, Paris: OECD.

Dönmez Kara, C. Ö. (2021) “Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı Kapsamında Suriyelilere Yönelik Eğitim Politikaları”, Sosyal Politikada Kurum ve Kuruluşlar Ulusal ve Uluslararası Değerlendirmeler I, Ed.: M. E. Kayagil, ve M.  Kalkan, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1-24. 

İçduygu, A. (2010) Türkiye’de Uluslararası Göçün Siyasal Arkaplanı: Küreselleşen Dünyada “Ulus-Devleti İnşa Etmek ve Korumak”, Türkiye’ye Uluslararası Göç, Çev.: M. Ç. Özbatır, İstanbul: Kitap Yayınevi.

Karaman, H.B. ve Bulut, S. (2018) Göçmen Çocuk ve Ergenlerin Eğitim Engelleri, Psikolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Üzerine Bir Araştırma, Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, Y.: 18, S.: 40/2, 393-412. 

6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, 11/4/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete.

 Nurver BAŞARIR

Avcılar BİL Koleji - Görsel Sanatlar Öğretmeni